SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’S SEWM

<< 916 >>

باب: المباشرة للصائم.

23- Oruçlunun Eşiyle İlişkisi (Mübaşeret)

 

حدثنا سليمان بن حرب قال: عن شعبة، عن الحكم، عن إبراهيم، عن الأسود، عن عائشة رضي الله عنها قالت: كان النبي صلى الله عليه وسلم يقبل ويباشر وهو صائم، وكان أملككم لإربه.وقال: قال ابن عباس: {مآرب} حاجات. قال طاوس: {غير أولي الإربة} الأحمق لا حاجة له في النساء.

 

[-1927-] Aişe (r.anha)'nin şöyle dediği nakledilmiştir: "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oruçlu iken eşini öper ve tenini tenine dokundururdu. Ancak O Sallallahu Aleyhi ve Sellem cinsel ihtiyaçları konusunda hepinizden daha çok kendisine hakim idi."

 

İbn Abbas [cinsel İhtiyaç diye tercüme edilen kelimesiyle aynı kökten gelen] kelimesinin "ihtiyaç - hacet" anlamına geldiğini söylemiştir. Tavus ise terkibine: "Kadınlara İhtiyacı kalmayan ve ilgi duymayan İyice yaşlanmış, bunamış veya spastik - ebleh kimse" anlamını vermiştir.

 

Cabir İbn Zeyd şöyle demiştir: "Oruç tutan bir kimse, bakma dolayısıyla boşalsa bile orucunu tamamlar."

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bu başlık altında eşlerin çıplak olarak birbirlerine sarılmaları konusunu ele almaktadır. Zaten "mübaşeret" çıplak olarak tenin tene değmesi-dir. Bu kelime cinsel ilişki anlamında da kullanılmaktadır. Fakat burada kelime­nin cinsel ilişki anlamı kasdedilmemiştir.

 

İmam Buharî'nin Hz. Aişe'den munkatı' olarak naklettiği "oruçlunun eşiyle cinsel ilişkide bulunması yasaktır" sözünü İmam Tahavî, Ebu Mürra (Akîl'in köle­si) - Hakîm İbn Ikal yoluyla mevsul olarak nakletmiştir. Bu rivayete göre Hakim, Hz. Aişe'ye oruçlu iken eşinin neresinin kendisine haram olduğunu sormuş o da: "Cinsel organı!" diye cevap vermiştir. Bu rivayetin Hakîm'e kadar olan isnadı sahihtir. Abdurrezzak'ın sahih bir senedle Mesruk'tan naklettiği rivayet de Ha-kîm'den nakledilen rivayetin anlamını desteklemektedir: Mesruk, Hz. Aişe'ye oruçlu olan bir kimsenin eşiyle ne tür ilişkilerinin helal olduğunu sormuş, o da: "Cinsel ilişki dışında her şey helaldir" diye cevap vermiştir.

 

Hz. Nebi'in (s.a.v) oruçlu iken eşini öpmesi ve çıplak olarak sarılması konusundan kaynaklanan bazı görüş ayrılıkları vardır. Bazıları oruçlunun eşini öpmesini ve çıplak olarak ona sarılmasını herhangi bir ayırım yapmaksızın mut­lak olarak mekruh görmüşlerdir. Malikîlerde meşhur olan görüş budur. İbn Ebi Şeybe'nin sahih bir senedle naklettiğine göre Abdullah İbn Ömer oruçlunun eşini öpmesini ve ona çıplak olarak sarılmasını mekruh görmüştür. İbnü'l-Münzir ve başka bir bilginin naklettiğine göre bazıları " Artık bundan böyle onlara yaklaşın" ayetini esas alarak bunların haram olduğunu söylemişlerdir. Zira bu ayet oruçlunun gündüz eşine mübaşeretini yasaklamaktadır. Ancak bu görüşe şu şekilde cevap vermek mümkündür: "Resulullah (s.a.v), Allah Teala'nın vahyettiği Kur'an ayetlerini açıklayan mercidir. Hz. Nebi (s.a.v) bir kimse­nin oruçlu İken çıplak olarak eşine sarılmasını mubah saydığına göre bu ayette "mübaşeret" ile kasdedilen cinsel ilişkidir. Cinsel ilişkiye varmayan öpme, sarılma ve sevişme bu ayette kasdedilmemiştir. Herşeyİn en doğrusunu sadece Allah bilir."

 

Oruçlu bir kimsenin sarılarak, öperek veya bakarak boşalması ya da cimel organından mezi gelmesi konusunda alimler farklı yorumlar yapmışlardır. Kufeli alimler ve Şafiîler bakma dışındaki öpme, sarılma ve sevişme dolayısıyla boşal­ma hallerinde orucun kaza edileceği, buna karşılık ne sebeple olursa olsun mezi gelmesi durumunda kaza gerekmediği görüşündedirler. İmam Malik ve İshak'a göre ise bunların tamamında hem kaza hem de keffaret, mezi gelmesi halinde ise sadece kaza gerekir. İmam Malik bu görüşünün gerekçesini açıklarken bo­şalma durumunun, cinsel ilişki sonucunda alınan zevkin doruk noktası olduğunu ve dolayısıyla cinsel ilişki ile aynı kategoride değerlendirilmesi gerektiğini dü­şünmüştür. Fakat bu açıklamaya şöyle karşılık verilmiştir: "Oruç keffaretinin ge­rekmesi için cinsel ilişkide bulunmak gerekir. Hatta boşalma olmasa bile cinsel ilişki olursa keffaret gerekecektir. Dolayısıyla boşalma durumu ile cinsel ilişki birbirinden farklı iki konudur."

 

İbn Kudame'nin: "Oruçlu bir kimse öpme sonucunda boşalsa artık orucunu bozmuş olur; bu konuda herhangi bir görüş ayrılığı yoktur" şeklindeki sözü tar­tışmaya açıktır. Nitekim İbn Hazm boşalma olsa bile öpme durumunda orucun bozulmayacağına dair görüşler nakletmiş ve kendisi de bu görüşü destekleyerek benimsemiştir. Allah nasip ederse bir sonraki başlık altında bu konuyu ayrıntılı bir şekilde ele alacağım.   (-aşağıda-)

 

 

باب: القبلة للصائم.

24- Oruçlunun Eşini Öpmesi

 

حدثنا محمد بن المثنى: حدثنا يحيى، عن هشام قال: أخبرني أبي، عن عائشة، عن النبي صلى الله عليه وسلم (ح). وحدثنا عبد الله ابن مسلمة، عن مالك، عن هشام، عن أبيه، عن عائشة رضي الله عنها قالت:

 إن كان رسول الله صلى الله عليه وسلم ليقبل بعض أزواجه وهو صائم، ثم ضحكت.

 

[-1928-] Aişe r.anha'nın: "Gerçekten Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem oruçlu iken eşlerinden birini öpmüştü" dediği ve ardından da güldüğü nakledilmiştir.

 

 

حدثنا مسدد: حدثنا يحيى، عن هشام بن أبي عبد الله: حدثنا يحيى بن أبي كثير، عن أبي سلمة، عن زينب بنت أم سلمة، عن أمها رضي الله عنهما قالت:

 بينما أنا مع رسول الله صلى الله عليه وسلم في الخميلة، إذ حضت، فانسللت، فأخذت ثياب حيضتي، فقال: (ما لك أنفست). قلت: نعم، فدخلت معه في الخميلة، وكانت هي ورسول الله صلى الله عليه وسلم يغتسلان من إناء واحد، وكان يقبلها وهو صائم.

 

[-1929-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşlerinden Ümmü Seleme'nin kızı Zeyneb annesinin şöyle dediğini nakletmiştir: "Ben, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte kadife bir örtünün altında uzanıyordum. Bu sırada benden adet kanı gelmeye başladı. Ben de yavaşça örtünün altından çıkıp adetli iken kullandığım elbiseleri giydim. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem bana:  'Ne oldu sana, adet mi oldun?' diye sordu. Ben de: 'Evet' deyip tekrar kadife örtünün altına girdim."

 

Ümmü Seleme ve Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem aynı su kabından boy abdesti alırlardı ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem oruçlu iken Ümmü Seleme'yi öperdi.

 

 

AÇIKLAMA:     İmam Buharî bu başlık altında oruçlu iken öpmenin hükmünü ele al­maktadır. Said İbn Mansur bu rivayeti Yakub İbn Abdurrahman - Hişam sene­diyle farklı bir lafızla nakletmiştir: "Hz. Aişe: 'Resulullah (s.a.v), oruçlu iken eşle­rinden birini öpmüştü' dedi ve ardından güldü." Urve şöyle demiştir: "Öpmenin, hayırla sonuçlandığını görmedim." İmam Malik, söz konusu rivayeti naklettikten sonra Urve'den nakledilen sözün aynısını Hişam'dan nakletmiş fakat rivayette; "... ve ardından güldü" İfadesini zikretmemiştir.

 

Hz. Aişe'nin bu rivayeti naklettikten sonra niçin güldüğü konusunda farklı açıklamalar yapılmıştır:

 

1- Kişinin, oruçlu iken eşini öpebileceğini kabul etmeyenleri yadırgadığı için şaşkınlık duyarak gülmüştür.

 

2- Kendisiyle ilgili çok özel bir konuyu, dile getirildiği zaman kadınların uta­nacağı bir meseleyi erkeklere anlattığı için kendi kendisine şaşırarak gülmüştür. Ancak burada ilmi / dînî bir meseleyi insanlara aktarma zorunluluğu söz konusu olduğu için kendisiyle ilgili bu durumu anlatmak zorunda kalmıştır.

 

3- Kendisiyle ilgili bir konuyu insanlara anlattığı için utanarak gülmüştür.

 

4- Resulullah'ın (s.a.v) öptüğü eşinin kendisi olduğunu göstermek maksadıy­la gülmüştür. Böylece muhatapları nakledilen rivayet konusunda ona daha fazla güvenecektir.

 

5- Hz. Nebi'in (s.a.v), kendisine duyduğu ilgiyi ve sevgiyi hatırlayarak duyduğu sevinç ve neşeden dolayı gülmüştür.

 

Mazirî şöyle demiştir; "Bu konuda öpen kişinin durumunu göz önünde bu­lundurmak gerekir; Eğer öpme kişinin boşalmasına yol açıyorsa onun öpmesi haramdır. Çünkü boşalma, oruç tutmaya engel teşkil eder. Bu bakımdan boşal­maya yol açan hususlar da boşalma gibi değerlendirilir. Eğer kişinin cinsel orga­nından öpme dolayısıyla mezi geliyorsa, mezi gelmesi durumunda orucun kaza edileceği görüşünü savunanlara göre öpmek söz konusu kişi için haram olur. Fakat mezi yüzünden kaza gerekmeyeceğini söyleyenlere göre İse mekruhtur.

 

Buna karşılık öpme dolayısıyla kişide boşalma veya mezi gelmesi gibi her­hangi bir hareketlenme olmuyorsa öpmekte bir sakınca olmaz. Yalnız sedd-i zerîa prensibi açısından bunu yasaklamak mümkün olabilir."

 

Bu konuyla ilgili en can alıcı rivayet, Hz. Nebi'in (s.a.v) kişinin oruçlu iken eşini öpüp öpemeyeceği konusunu soran birisine: "Oruçlu iken ağzını suyla çafkalasa bir şey olur mu?" diye cevap vermesidir. Burada gerçekten eşsiz bir anlam vardır; Aslında ağzı suyla çalkalamak su içmeden önceki eylemdir ve bu açıdan su içmeye açılan bir kapı gibidir. Buna rağmen ağzı çalkalamak orucu bozmamaktadır. Öpmek de cinsel ilişki öncesi bir eylemdir ve cinsel ilişkiye gö­türen bir aşamadır. İşte nasıl ağzı çalkalamak gibi su içme öncesi bir eylem oru­cu bozmazsa, cinsel İlişkiye varmayan cinsel ilişki öncesi eylemler de orucu bozmaz. Su içmek ve cinsel ilişkiye girmek ise bilindiği gibi orucu zaten bozar.